Hikayesi 7 bin yıl önceye dayanan Malta, zengin tarihi ve eşsiz kültürel mirasıyla misafirlerine unutamayacakları bir tatilin kapısını açıyor. Gökyüzünün mavisi, turkuaz rengi denizi ve geleneksel taş binaları ile burası gerçek bir cennet, romantik bir masal ve sevgi dolu balayı çiftlerinin de vazgeçilmez rotalarından biridir.

Malta demek aynı zamanda masmavi sahillerinde yüzdükten sonra altın rengi kumların üzerine uzanarak güneşlenmek demektir. Akdeniz ikliminin tipik özelliklerinin görüldüğü Malta Adası’nda güneş, yaz – kış demeden misafirlerini hoş bir sıcaklıkla karşılar. Hemen her mevsim denize girebileceğiniz bölge, her an güneş ve deniz özlemi içinde olan seyahat tutkunları açısından da oldukça ideal yerlerdendir. Eğer siz de iklimiyle kendine çeken, tarihi ve mimarisi son derece merak uyandırıcı, eğlence seçenekleriyle dolu bu adaya gitmeyi düşünüyorsanız pek çok fırsatın sizi beklediğini söylemekte yarar var.

Malta her ne kadar tarihimizde işgal döneminde devlet adamlarının sürgüne gönderildiği ada olarak bilinse de 7 bin yıllık zengin tarihi ve kültür birikimiyle de adeta büyük bir açıkhava müzesini andırmaktadır.

Image
1

Malta’nın mimariye ve koleksiyonlarına yansıyan eşsiz kültürel mirasına tanıklık etmek için Büyük Usta Sarayı’nı (Grandsmaster’sPalace), St. James Cavalier ve Güzel Sanatlar Ulusal Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Adaların UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan üç farklı yere ev sahipliği yaptığını da ayrıca hatırlatalım. Başkent Valletta, Anıt Taş Tapınakları ve Hal SaflieniHypogeum bu anlamda görülmeye değer yerlerden de bazılarıdır.

Özellikle Hal SaflieniHypogeum, yerin altına doğru 11 metre uzanan odalar ve tünellerden oluşmaktadır. Araştırmacılara göre yerin altındaki bir labirenti andıran bu kompleks, 5 bin yıl önce Neolitik dönemde yaşamış insanlar tarafından mezar alanı olarak inşa edilmiştir. Bu gizemli yeraltı durağı, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.

Farklı kültürlerin iç içe geçtiği ve bunu yaparken kendi özelliklerini de koruduğu Malta herkes için özel bir deneyim vadetmektedir. Akdeniz’in muhteşem mimarisi ve doğası eşliğinde ruhunuzu dinlendirmeye ve arındırmaya şimdiden hazır olun!

İşte 10 maddede Malta Rehberi…

  1. Valletta

Akdeniz’in mavisi ve bal rengi taş yapılarıyla dikkat çeken adanın 16. Yüzyılda inşa edilen başkenti Valletta hala ayakta duran burçlarla örülü mimari yapısıyla adeta bir kaleyi andırmaktadır. Malta’da görülmesi gereken en önemli yerlerin başında gelen Valletta ülkenin başkenti olmasının yanı sıra önemli bir de eğlence merkezidir. Malta Şövalyeleri Müzesi, Ulusal Arkeoloji Müzesi (NationalMuseum of Archaeology) ve ağırlıklı olarak Katolik nüfusa sahip olan ülke için ruhani ve sembolik bir önem taşıyan Aziz John Katedrali gibi tarihsel binalarda mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.

Valletta’da önemli bir sahne sanatları mekanı olan Manoel Tiyatrosu ayrıca Avrupa’nın en eski tiyatrolarından da biridir. Tiyatro, altın yaprakla süslenmiş üç sıra ahşap kutudan oluşan oval şekilli bir oditoryuma ve yuvarlak bir kubbeye benzeyen soluk mavi tavana sahiptir.

Yıllar boyunca yapılan birçok değişikliğe rağmen mimari özelliklerinin çoğunu korumayı başarmıştır. Güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen yapı; tiyatro, opera, pandomim ve müzikaller de dahil olmak üzere hem İngilizce hem de Maltaca şovlara ev sahipliği yapmaktadır.

  1. Mdina

Valletta’nın hemen ardından Malta’da görülebilecek önemli yerlerden bir diğeri ise “Sessiz Şehir” olarak bilinen Mdina şehridir. Başarıyla korunmuş tarihsel dokusuyla tüm dikkatleri üzerine çeken bu nokta, dünyayı kasıp kavuran Game of Thrones’un önemli sahnelerine de ev sahipliği yapmıştır. Siz siz olun Orta Çağ’a doğru zamanda yolculuğa çıkaran bu büyüleyici yerde kahve keyfi için küçük bir dinlenme molası vermeyi kesinlikle unutmayın. Katedral Müzesi ve Ulusal Tarih Müzesi gibi duraklarda Malta hakkında detaylı bilgi edinebilir ve şehrin geçmişe dönük yüzünü daha iyi tanıma fırsatına erişebilirsiniz.

  1. Gozo

Malta çok sayıda göz alıcı simge yapı ve muhteşem manzaralarla doludur. Neolitik dönemden kalma tapınakları, beyaz kumlu plajları ve inanılmaz dalış alanlarını barındıran Malta’dan Gozo’ya günübirlik gezi yapabilirsiniz. Abisinin yanında huzurlu ve sessiz bir kardeş gibi duran Gozo; tarihi güzellikleri, mükemmel sahili ve denizi, huzurlu ortamı ve doğal güzellikleri ile Akdeniz’in ortasında adeta bir vaha durumundadır. Gozo’nun tarihi güzelliklerini keşfederken sessizliğin ve huzurun tadını çıkarmayı unutmayın.

  1. Sliema

Denizin bütün maviliğiyle parıldadığı ve oldukça turistik olan bu şehir; Frenco’s ve II- Merill gibi Malta’nın en lüks ve iddialı restoranlarını bünyesinde barındırmaktadır. St. Julians ve St. Georges Plajları ise Malta turunuzda plana dahil etmeniz gereken yerler arasındadır. Bu iki özel plaj, Malta’da tatilin tadını çıkarmak isteyenler için muhteşem bir atmosfer sunmaktadır.

Image
1
2
3
  1. Marsaxlokk

Malta’daki şehirleri keşfettikten sonra biraz hava değişimine ve kalabalıklardan uzaklaşmaya ne dersiniz? Cevabınız evet ise rotanızı Marsaxlokk’a doğru çevirmenizi kesinlikle tavsiye ederiz. Limanına demirlemiş balıkçı tekneleriyle İzmir’in harika kıyılarını hatırlatan Marsaxlokk aynı zamanda Malta’nın şirin bir balıkçı kasabası konumunda.

  1. Mnajdra

Malta megalitik tapınak kompleksleri ve mistik mağaralardan karmaşık katakomplara ve Orta Çağ zindanlarına kadar ziyaretçilerin tatilleri sırasında ortaya çıkarmak isteyecekleri meraklı gizemlerle doludur. UNESCO Dünya Miras Alanı olarak bilinen Mnajdra, M.Ö 4 bin yılın etrafında inşa edilmiş megalitik bir tapınak kompleksidir. Mnajdra Güney Tapınağı, her mevsimin ilk günü yaz ve kış gündönümleri ile ilkbahar ve sonbahar ekinoksları üzerindeki güneşin doğuşunu işaret edecek şekilde dizilmiştir. Şüphesiz mimari ve tarih meraklıları büyük koral kireçtaşı levhaları kullanılarak inşa edilen bu yapıları keşfetmeye bayılacaklardır.

  1. HaqarQim

UNESCO Dünya Mirası tarafından dünyanın en eski dini yerlerinden biri olarak kabul edilen HaqarQim, megalitik bir tapınak kompleksidir. Tapınak, Malta’nın en eski ikinci kayası olan globigerina kireçtaşından yapılmıştır. Tapınak kompleksi bir ana tapınağa ve üç ek yapıya sahiptir.

Malta’nın ve Gozo’nun batı yakasında denizden keskin şekilde yükselen kat kat tortul kayalardan oluşan falezler, ilkbaharda renkli yabani çiçeklerle kaplanır. Doğa tutkunu seyahatseverleri hayran bırakacak iç lagün olan deniz, sualtı florasının parlak fosforlu renklerini yansıtan mavi grotto ve Ramla Bay’in kırmızı kumlarına bakan Kalypso Mağarası bu noktalardan sadece birkaçıdır. Seyahatinizi bu doğal cazibe merkezlerini keşfetmek üzerine planlayarak da bölgeden büyük keyif alabilirsiniz.

  1. Malta Plajları

Malta Plajları genelde kayalık olup, çok az sayıda kumsala sahiptir. Çok küçük bir kumsalı olan Sliema’nın arkasında yer alan Saint Julien’de taş merdivenlerden inerek minik bir doğal plajda yüzebilirsiniz. Sliema’da limandan biraz uzaklaşıp kayalıklardan denize girmeniz mümkün.

  1. Tarihsel Çeşitliliğini Mutfağına Yansıtan Eşsiz Lezzetler

Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin işgaline uğrayan Malta aynı zamanda bu tarihsel çeşitliliği mutfağına başarılı şekilde yansıtan eşsiz bir coğrafyaya sahip. Seyahat dönüşünüzde damağınızda Malta’ya özgü tatlar kalsın istiyorsanız size önerimiz lampukipie, tavşan güveci, bragioli, kapunata ve gbejniet’i denemenizdir.

Image
2
  1. Malta Alışveriş

Malta alışveriş turizmiyle de öne çıkan bir ülke. Fiyatlar genel olarak Avrupa ortalamasında olsa da ülke, yerel ve otantik hediyelik eşyalar konusunda sayısız seçenek sunuyor. Ülkenin en büyük alışveriş merkezi The Point ShoppingMall başta olmak üzere Gozo’daki Rabat Arkadia ve The Duke Valley Road ve Bisazza Caddesi’nde çok sayıda yerel ve uluslararası markanın mağazaları bulunuyor. Malta’nın yerel makarnası, zeytinyağı, şarap çeşitleri, ketçabı, peynir çeşitleri de ülkeye ait bir şeyler satın almak isterseniz alışveriş alternatifleri arasında.