Malta'nın şarap üretim tarihi 18. yüzyıla kadar uzanır. Tarih boyunca şarap üretimi, Malta nüfusunun ayrılmaz bir parçası olmuştur. Hatta 15. yüzyıldan sonra Malta'da yeterli olmayan üzüm asması için Sicilya'daki çiftçilerden yardım alınırken, sonraki yüzyıla girildiğinde Malta ekili arazilerini %50 artırmayı başarmıştır. Bunda sermaye eksikliğinin tamamlanması ve zayıf üretim tekniklerinin geliştirilmesi etkili olmuştur. Ekili arazilerin artmasıyla birlikte şarap üretim verimi %40 oranında artmıştır. O yıllarda üzüm presleme yöntemleri konusunda ufak tefek sıkıntılar olması nedeniyle halen %10'luk bir açık verildiği de bilinmektedir.

Image
1

Malta'da şarap yapımı araştırmaları yıllardan beri devam etmiş ve 1947 yılında "Oenoloji" adlı bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir. İlk kez Buskett'te bulunan St. John Şövalyesi binasında şarap üretiminin artırılması ve iyileştirilmesi üzerine bir program yapılmış, binada atıl durumda bekleyen çok sayıda eski şarap makinesi tekrar faal hale getirilmiştir. 1960'lara gelindiğinde şarap üretimi için artık "kalite" konuşulmaya başlanmış, FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) fonlarından yararlanılarak, Kaliforniya'dan getirtilen bir profesörden dersler alınmıştır. Özellikle bağcılık ve oenolojinin incelikleri üzerine eğitim alan Maltalı öğrenciler, sonraları araştırma istasyonu kurmuşlardır. Günümüze kadar gelen araştırmalar ve yeni teknolojiler sayesinde en yüksek verim alınarak yetiştirilen asmalar, çok daha profesyonel çalışma teknikleri ile birleşince ortaya muhteşem şaraplar çıkmaktadır. Elbette bunda Malta'nın bulunduğu coğrafî konumun tartışılmaz etkisi de göz ardı edilemez.  

Malta'nın Asma ve Şarap Ülkesi Olmasının Nedenleri

Malta'nın şarap üretimi açısından ideal olmasının temel nedeni elbette iklimi ile doğru orantılı. İyi bir şarap için iyi bir asma yetiştirmek gereklidir. Ancak iyi bir asma içinse güneşlenme süresi, günlük sıcaklık, çevre, su ve toprak kalitesi tartışmasız en önemli faktörleri oluşturur. Bunlar içinde ise güneş en birincil faktördür.

Image
2

Kendisi bir kalp cerrahı olan ve şarap sevgisi ile tanınan Kevin Schembri, asma yetişmesi için ideal güneş ışınları düşme açısının 35 derece olduğunu, Malta'nın ise 33 derece ile bu değere en yakın ülkelerden biri olduğunu belirtmiştir. Asma bahçelerinin aslında bir enerji yakalama kaynağı olduğu bilinir. Bu nedenle yönleri güney bakan ve yeterince güneşe maruz kalan asma sarmaşıkları, ne denli çok sıcaklık altında kalırsa üretilecek olan şarap da o kadar iyi olacaktır. Ancak bu noktada kritik sıcaklık 35 °C'dir. Daha yüksek ve uzun süreli sıcaklıklar, özellikle kırmızı şarap üretimi için tercih edilen asmaları strese sokar.

Malta'nın kıyı alanlarındaki asma bahçelerinin de ayrı bir güzelliğe sahip olduğu bilinir. Nispeten soğuk kışlar yaşayan bu bölgelerdeki düşük sıcaklıklar "asma uykusu" denilen sürece katkı sağladığından önemlidir. Hem düşük sıcaklıklar hem de kıyı alanlarına yakın asmalarda izlenen tuz spreyleri, üretilecek olan şaraba ayrı bir karakter katmaktadır.

Malta'nın yüksek şarap üretim statüsünü sekteye uğratan faktörler aslında su ve topraktır. Dört bir yanı su ile çevrili olan ada ülkesinde yeterince su kaynağı olsa da çok fazla suyun olması ve bunun da toprağa karışması aslında bir başka sorundur. Şarap üreticileri, asmayı şımartılmaması gereken ve disipline ihtiyacı olan şımarık bir çocuğa benzetirler. Pek çok kişi, sıcaklığın artmaya başladığı dönemde asmanın suya daha fazla ihtiyaç duyduğunu düşünse de aslında kış uykusundan uyanan asma bahçeleri, kış sonundan ilkbahar sonuna kadar "tomurcuk molası" dönemine geçtiğinden daha az suya ihtiyaç duyar. Bu süre üzümler büyümeye başladığı dönemde de kontrolü olarak izlenmelidir. Eğer su miktarı birden artırılırsa, oluşan üzümler zayıflayacaktır.

Image
4

Malta'nın Meşhur Şaraphaneleri

1. MAR CASAR Şaraphanesi

Şaraphaneyi işleten kişiler, doğal şarabı iki farklı teknik kullanarak ayırt edebildikleri için bu şaraphane ünlü olanlar arasındadır. Qvevri ve biodinamik yöntemler ile ayırt edilebilen şaraplar çok ayrı bir lezzete sahiptir. Qvevri, Kafkas Dağları'nda ve dolayısıyla Kafkas ülkelerinde uygulanan eski bir şarap yapım şeklidir. Bu işlemde, büyük oval kil seramikleri üzüm kabukları, meyve suyu ve üzüm tohumları ile doldurulur. Kil seramiklerinin ağzı mühürlenir ve fermente hale gelmeleri için yeraltına gömülür. 2 yıl boyunca yıllanan şaraplar daha sonra özel bir şişe içerisine alınır ve 18 °C'de saklanır. Bu şekilde yılda 15.000 adet şişe şarap üretilmektedir.

Diğer yöntem olan biodinamik ise tarım ve bahçecilik ile gıda ve beslenme ürünleri üretmeyi tanımlayan ekolojik bir yaklaşımdır. Pestisit kullanılmadan üretim yapmayı hedefleyen bu sistem1920'lerde Avusturyalı filozof Rudolf Steiner tarafından keşfedilmiştir. Malta'daki birçok şaraphane özellikle Merlot kırmızı şarap üretimi için biyodinamik yöntemler kullanmaktadır.

Image
4

2. Meridiana Şaraphanesi

Meridiana Şaraphanesi, Malta'nın en eskilerinden biri olarak bilinir. Mark Miceli-Farrugia tarafından 1985 yılında kurulan şaraphane ilk üzüm bağlarını 1994 yılında dikmiştir. 1996 yılında inşa edilen şaraphane, 1385'te Floransa'nın ünlü şarap üreticileri Toskana Antinori ailesinin mali desteği ve şarap yapım deneyimi tarafından yönlendirilmektedir. Bunun yanı sıra şaraphanenin sıcak iklim ve denize yakınlığı sayesinde yüksek mineralliği de önemli avantajlarıdır.

2. Dünya Savaşı'ndan kalma eski bir havalimanı olan 19 hektar genişlikteki bir arsa üzerinde bulunan Meridiana Şaraphanesi'nde beyaz, kırmızı ve pembe şarap üretilir. Şaraphanenin yıllık şarap üretimi yaklaşık 140.000 şişedir. Şaraphanenin en meşhur şarabı Fenike denizci Tanrıçasının adını taşıyan ve tamamen ıslatılmamış bir şarap olan Chardonnay'dır. 1996'dan beri Meridiana'nn ilk beyaz şarabı olarak üretimde olan Chardonnay'ın binlerce tutkunu vardır ve yılda ortalama 58.000 şişe satmaktadır. İşletmeciler bu şarabın ızgara balık, kızarmış kalamar, ahtapot, kızarmış tavşan ve kümes hayvanları ile tüketilmesini önerir.

Image
5

3. Delicata

Malta'nın en eski aile işletmesi olarak bilinen Delicata Şaraphanesi, 1907 yılında Eduardo Delicata tarafından kurulmuştur. İlk üretimini yıllar önce yapan ve Dünya Savaşları çıkmadan önce varillerle mahalle aralarında satılan şarapların pek çok tutkunu vardır. Kendi şişeleri ile şarap satın almaya gelen ailelerden sonra günümüzde özel şişeleri ile satış yapan şaraphanenin markaları Gran Cavalier, Maltese Falcon ve Victoria Heights olarak bilinir.

4. Ta'Mena - Gozo

Malta'nın en ünlü adalarından olan Gozo Adası, 500.000'e yaklaşan nüfusu ile Malta'dan önemli ölçüde daha az yoğundur. Halen tarımsal faaliyetler ada ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturur. Tarih boyunca tarımsal faaliyetler konusunda domates ve üzüm üretimi ön plâna çıkmıştır. Asma bahçelerinin genişlemesiyle birlikte şarap üretim miktarı da artmıştır. Özellikle Gozo Adası'nda bulunan heybetli taş kale manzarasına sahip Ta'Mena, yerel şaraphanesi ile yükselen bir yıldız konumundadır.

Image
6

Malta Şarapları Hakkında Özel Bilgiler

Malta'da üretilen şarapların pek çok önemli özelliği vardır. Bunlardan ilki şarapların sabit sıcaklık altında saklanmalarıdır. Aksi halde yaşanan sıcaklık dalgalanmaları en güzel şarabı bile bir salata sosu kıvamına dönüştürebilir. Sıcaklığa karşı koruyuculuk sağlaması için şaraplar şişeye doldurulurken şişe özel maddeler ile oksitlenir.

Genel olarak bilinenin aksine bazı şaraplar soğutularak da içilebilir. Özellikle soğuk şarap ile birlikte tüketilebilen limon veya greyfurt gibi asidik maddeler şarap içerisindeki özel madde olan tanenleri açığa çıkarır. Genellikle beyaz şaraplar soğutularak tüketilse de kırmızı şarapların soğutulması pek tercih edilmez. Çünkü kırmızı şarapların içerisinde daha fazla üzüm kabuğu ve tohumu bulunur.

Image
7

Malta'da üretilen her bir şarap aslında farklı bir tada sahiptir. Çünkü her bir asmanın yaşadığı ortam, üzümün cinsi ve üretim sürecinde Oenolog tarafından yapılan her bir müdahale şarap üzerinde farklı bir tad yaratır.

Malta'da beyaz şarap üretmek için beyaz üzüm taneleri tercih edilir ve kabukları soyulur. Özel presler ile ezilen ve kabuklarından ayrıştırılan üzümler ilk etapta fermantasyon sıvıları ile birleştirilir. Bu esnada fermantasyonun hızlanması için şekeri alkole dönüştüren özel bir maya eklenir. Kırmızı şarap üretimi içinse siyah ve kırmızı üzüm taneleri iyice ezilerek hamur kıvamına getirilir. Birtakım özel kırmızı şaraplarda üzüm sapları, kabuk, üzüm suyu ve tohumlar ayrıştırılmadan bırakılır. Kırmızı şarap üretirken kullanılan üzümlerin kabuğunda doğal maya yer alır. Bu sayede ekstra işleme gerek duyulmadan fermantasyon süreci başlatılabilir. Elbette istenirse ekstra maya da eklenebilir. Oenolog, oluşan tadı bastırarak yumuşatmak için farklı bir şarap ile elde ettiği kırmızı şarabı karıştırabilir. Çünkü kırmızı şarap içerdiği yüksek malik asit seviyesi nedeniyle çoğu zaman sert ve keskin bir tada sahip olabilir. Bu tür ikincil bir bakteriyel fermantasyon işlemi, laktik asit açığa çıkardığından daha yumuşak bir tadım oluşturur.

Image
8

Malta'da tüm şarap üretimi esnasında alanında uzman Oenologlar görev alır. Bu kişiler, üzümlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğine, ne zaman hasat edileceğine ve ne zaman fermente sürecinin başlayacağına karar verir. Üretim sonrası şarabın korunması, alkol içeriğinin dengelenmesi ve koruyucu eklenmeyen şarapların özel sıcaklıkta tutulması işlemlerinden de Oenologlar sorumludur. Bazı şarapların saklanması esnasında kükürt dioksit açığa çıkabilir. Seviyesi değişen bu zararlı gazın kontrol altında tutulması ve maksimum seviyesi yasal olarak düzenlendiği için şaraphaneler mutlaka oenologlar ile çalışmak zorundadır.