İsmini Aziz John Şövalyeleri’nin büyük ustası Jean de Valletta’dan alan Valletta, 2018 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak ilan edilmiş ve UNESCO Miras Alanı Listesi’ne girmeye de hak kazanmıştır.  Öyle ki Malta’nın başkenti konumunda bulunan şehir buram buram tarih ve kültür kokmaktadır.

Marsamxett ve Grand Harbour isimlerinde iki doğal limanı bulunan Valletta aynı zamanda ülkenin başlıca liman şehri olarak bilinir. 1565 yılında Osmanlılar tarafından kuşatma altına alınan ancak Aziz John Şövalyeleri sayesinde özgürlüğüne kavuşan şehir, günümüzde hala Şövalyeler Şehri olarak anılmaya devam etmektedir. 1980 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren bu göz alıcı şehir, tarihi dokusu ve Barok mimarisinin en güzel ve ihtişamlı örneklerini yansıtan mimarisiyle de öne çıkmaktadır. Şüphesiz cumbalı evleri, dar sokakları, sarayları, kilise ve katedralleri kentin göz alıcı mimari dokusunu oluşturmaktadır. Sarı Malta taşından yapılmış evlerde dikkati çeken bir diğer özellik ise kapı kulpları ve kapı kenarlarında yer alan süsleme ve fenerlerdir.

Image

Akdeniz’in mavisi ve bal rengi taş yapılarıyla dikkat çeken adanın 16. yüzyılda inşa edilen başkenti Valetta, hala ayakta duran burçlarla örülü mimari yapısıyla da tam bir kaleyi andırır. Büyüleyici mimari yapısıyla Malta’nın görmeniz gereken en güzel şehirlerinden Valetta tüm şehir olarak UNESCO Kültür Mirası listesindedir. Tam bir Orta Çağ kenti atmosferi ile sarıp sarmalanacağınız Valetta’da görmeniz gereken yerlerin başında Şövalyeler Sarayı, Azize Catherine Şapeli ve Zafer Kilisesi gelmektedir. Mimari yapısını günümüze dek korumayı başaran bu yapılarda binlerce yaşanmışlık, duygu ve sanat sizi bir anda sarıp sarmalayacaktır.

Malta’nın başkenti Valletta, şimdiye kadar görebileceğiniz en fotojenik yerlerden de bir tanesidir. Küçük bir semt gibi gezerek 2 günde baştan sona keşfedebileceğiniz başkentin en dikkat çekici özelliklerinin başında ise yokuşlu sokakları ve sarı Malta taşından yapılmış cumbalı evleri gelmektedir. Valletta sokaklarında gezerken çok güzel fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz kentte mutlaka görün diyeceğimiz başlıca noktaları sizin için derledik.

İşte Valletta’da birbirinden güzel fotoğraflar çekebileceğiniz başlıca yerler…

St. John’s Katedrali

1577 yılında şövalyelerin koruyucusu olarak bilinen Aziz John’un onuruna inşa edilmiş olan barok stildeki katedral, Avrupa’nın en ihtişamlı dini yapılarından biridir. Aziz John Katedrali’nin en önemli özelliği yer döşemesinin Aziz John uğruna savaşırken hayatını kaybeden şövalyelerin mezar taşlarından oluşmasıdır. Katedral, İtalyan ressam Caravaggio’nun eserlerine ev sahipliği yapmasıyla da oldukça ünlüdür. Valletta’nın en önemli mimari sembolü olarak bilinen yapı; freskler, duvar boyamaları, tavan resimleri, dini obje ve heykeller açısından zengin, iç dekorasyonu ile de son derece etkileyicidir.

Image

Büyük Üstad Sarayı (Grandmaster’s Palace)

Valletta’nın en önemli tarihi yapılarından biri olan Grandmaster’s Palace, şehir merkezinde konumlanmaktadır. 1571 yılında Aziz John Şövalyeleri’nin komutanı ve aynı zamanda şehrin kurucusu olan Jean Parisot de Valletta’nın sarayı olarak inşa edilen yapı, günümüzde Cumhurbaşkanlığı Ofisi ve Malta Parlamento Binası olarak kullanılmaktadır. Büyüleyici bir mimari eser olarak kabul edilen Grandmaster’sPalace, fresklerle süslü dış ve iç dekorasyonuyla Valletta’nın en popüler turistik noktalarındandır. Müze olarak gezebileceğiniz sarayın alt katında şövalyelerin zırhlarının sergilendiğini de ayrıca belirtelim.

Hagar Qim

M.Ö 3800’lü yıllarda inşa edilmiş olan Hagar Qim, insanoğlunun inşa ettiği en eski yapılardan biridir. Prehistorik döneme ait tapınakları içeren bu arkeolojik kompleks 1839’da ortaya çıkarılmıştır. Şehir merkezinden 15 kilometre uzaklıkta, Qrendi köyünün batısında yer alan bölgeye merkezden hareket eden otobüslerle ulaşım mümkündür. İlk insanlara ait mabet, sunak, heykel ve biblolara ev sahipliği yapan Hagar Qim’de çıkarılan arkeolojik eserlerin bazıları Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Image

Ulusal Arkeoloji Müzesi (National Museum of Archaeology)

Malta’nın en kapsamlı ve prestijli arkeoloji müzesi olan Ulusal Arkeoloji Müzesi, arkeoloji ile ilgilenenler için tam anlamıyla bir cennettir. Şehrin ana caddesi Republic Street üzerinde konumlanan müze, geçmişte Aziz John Şövalyeleri’nin kaldığı Auberge de Provence Hanı içerisinde yer almaktadır. Tarih öncesi çağlardan günümüze yaklaşık 7 bin yıllık geçmişe ışık tutan Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde Malta genelindeki arkeolojik alanlardan çıkarılan objeler, heykeller, artefaktlar, savaş araçları, mobilya ve mücevherler gibi tarihi eserler sergilenmektedir.

Upper Barrakka Gardens

Valletta’da gezinmek ve keşfetmek için tonlarca saray, müze, katedral, meydan ve bahçe ile yapılacak ve görülecek çok şey var. Yine de şehir turu sizi yıprattıysa ve biraz mola veya güneşli bir öğleden sonra geçirmek için başka türlü hareketli başkentte daha huzurlu bir yol arıyorsanız ziyaret etmeniz gereken iki yer vardır. Yukarı ve Aşağı Barrakka Bahçeleri… Bu bahçeler bir fincan kahve ve atıştırmalık ile arkanıza yaslanıp Valletta’daki birçok ilgi çekici yeri keşfetmeye hızlı bir mola vermeniz için ideal noktalardır. Büyük Liman’ın tepesinde yer alan bu sütunlu bahçeler 1661’de yapıldı. 1824’te bahçeler halka açılmış ve İkinci Dünya Savaşı sırasında yer büyük hasar görmesine rağmen ziyaret etmek isteyen herkes için tüm ihtişamına tekrardan kavuşturulmuştur. Bahçe terası, Malta’nın en güzel manzaralarından birini vaat etmektedir.

Image

Hal Saflieni Hypogeum

Kireç taşından oyularak yapılan Hal Safleni Hypogeum, yerin altına doğru 11 metre uzanan odalar ve tünellerden oluşmaktadır. Araştırmacılara göre yerin altındaki bir labirenti andıran bu kompleks 5 bin yıl önce neolitik dönemde yaşamış insanlar tarafından mezar alanı olarak inşa edilmiştir. Kalıntılara göre burada bulunan en eski mezar M.Ö 4 bin yılına aittir. Bu gizemli yeraltı durağı, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiş ve koruma altına alınmıştır.

Valletta Limanı

Tüm Malta’nın olduğu gibi Valletta’nın da mimari yapısı tam bir kaleyi andırır. Askeri bir mantıkla inşa edildiği için tamamen savunmaya yönelik bir yapılanmanın izlerini taşıyan kentte, liman bu anlayışın en önemli göstergesidir. Konum olarak Akdeniz’de Sicilya Adası’nın güneyinde kalan liman; derin kanalları ve kayaların üzerindeki kuşbakışı konumuyla şehrin tüm konuklarına güven verir.

Image

 

Lascaris Savaş Odaları

İkinci Dünya Savaşı sırasında Valletta küçük yüzölçümüne rağmen coğrafi konumu nedeniyle büyük bir stratejik öneme sahip olmuştur. Gizli tünel, geçit ve odalardan oluşan bir yeraltı karargahı olan Lascaris Savaş Odaları, İkinci Dünya Savaşı sırasında Malta’nın savunulmasında kullanılan savaş stratejilerinin alındığı yerdir. NATO tarafından kullanılan karargah günümüzde savaş dönemine ait diaromalar, şemalar, model ve planların sergilendiği bir müze olarak halka açılmıştır.

St. Elmo Kalesi

St. Elmo Kalesi, Malta’nın Valletta şehrindeki kalelerden biridir. Sciberras yarımadası kıyısında yer alan kale Marsamxett Limanı ve Büyük Liman’ı birbirinden ayıran ve her iki limanın da kontrolünün sağlandığı yerdir.

Image

Manoel Tiyatro ve Müzesi

Malta şövalyelerinin büyük ustası Antonio Manoel de Cilhena tarafından kurulan Manoel Tiyatrosu yaklaşık on ay gibi kısa bir süre içerisinde yapılmıştır. Ana girişin üzerinde bulunan kitabede Latince “tiyatro, halka dürüst eğlence sunmak için yapılmıştır” yazmaktadır. 1732’de Merope adlı oyunla açılan Manoel, uzun ve renkli bir tarihe sahiptir. Rokoko tarzında inşa edilmiş Manoel Tiyatro Salonu, Avrupa’da halen hizmet veren en eski tiyatro salonlarından bir tanesidir. 1731 yılında inşa edilen bu yapıyı elinizde bir performans bileti olmasa da ziyaret etmelisiniz. Konser salonunu, kulisi ve içinde tarihi kostümlerin ve eski bir rüzgar makinesinin bulunduğu küçük bir tiyatro müzesini görebilirsiniz. Manoel Tiyatrosu, komediden klasiklere kadar hem İngilizce hem de Maltaca oyunları günümüzde hala tüm yıl boyunca sahnelemeye devam etmektedir. Avrupa’nın en eski tiyatro binaları arasında 3. sırada yer alan tiyatro, göz alıcı mimarisi ile de görülmeye değer yerlerden biridir.

Triton Çeşmesi

Triton Çeşmesi, Malta’nun Valletta Şehir Kapısı’nın hemen dışında bulunan bir çeşmedir. Betondan yapılmış ve traverten levhalarla kaplı eş merkezli bir taban üzerinde dengelenmiş, büyük bir havzayı tutan üç bronz Triton’dan oluşur. Çeşme, Malta’nın en önemli modernist yerlerinden biridir.

Image

Casa Rocca Piccola

16. yüzyıldan kalma merkezdeki bu villa halka açık olup gezilebilmektedir. Dönemin varlıklı ailelerinin yaşayıp şimdilerde sonraki kuşağın yaşamaya devam ettiği Casa RoccaPiccola, Valletta’da bahçesi olan nadir yapılardan biridir. Dönemin insanları nasıl yaşamış, iç mimarisi nasılmış ilgiliyseniz mutlaka gezmenizi tavsiye ederiz. Evin bahçesinde 2. Dünya Savaşı’nda ailenin kendini koruması için bir de sığınak bulunmaktadır. 200 kişinin sığabildiği sığınak rehber eşliğinde gezilebilmektedir.

Şehir Kapısı

İtalyan mimar Renzo Piano tarafından yapılan ve 2014 yılında tamamlanan Şehir Kapısı Projesi’nin içerisinde sadece yeni bir şehir kapısı değil, aynı zamanda yeni bir parlamento binası ve eski operanın yıkıntıları üzerine inşa edilen bir açık hava tiyatrosu da bulunuyor.

Image

Cumbalı Evler

Rengarenk cumbalı evlerin dizildiği şehrin dar sokaklarında gezerken, sarayların ve resmi binaların görkemine tezat bir hava ile karşılaşıyorsunuz. Bu cumbalar, zamanında meraklı gözlerden perdelerle korunarak sokakta olup biteni izlemek isteyen kadınlar için birer loca görevi gördüğünü de ayrıca belirtelim.