Malta, dört bir yanı Akdeniz’in masmavi suları ile çevrilmiş bir ada devletidir. Beş takım adadan oluşan ülke,Malta, Gozo ve Comino isimli üç büyük ana adaya sahiptir. Bu üç ana adadan en büyük olanı ise Malta’dır. Gozo ve Comino adalarında da hayat vardır ancak Comino’da yalnızca lüks bir tatil köyü bulunmaktadır. Adalar devleti olmasıyla tanınan Malta, ayrıca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. “Şövalyeler Ülkesi” ismiyle de anılıyor olması, Malta’nın sahip olduğu köklü tarihin göstergelerinden biri gibi…Dil okulları ile adından sıkça söz ettiren ülke, pek çok gencin adresi haline gelmiş demek yanlış olmayacaktır ancak Malta bundan çok daha fazlasına sahip. Tatil planı yaparken, eğer seçeceğiniz adresin size bol çeşitlilik sunmasını istiyorsanız bu yazıya muhakkak göz atmalısınız. Malta; plajları, tarihi-kültürel zenginlikleri, festivalleri ve zengin mutfağı ile dinlenmek, eğlenmek ve gezmek isteyen herkese hitap ediyor. O halde tatil tercihinizi Malta’dan yana kullanırsanız eğer bunları yapmadan tatilinizi bitirmeyin.
Ünlü Plaj ve Sahilleri ile Maviye Doyun
Akdeniz’de yer alan buadalar devletinde elbette plaj ve sahilden bol bir şey yok. Panoramik açıdan size sunulan Akdeniz manzarasını izlemenin büyüsü bir yana, turkuaz mavisi denizin tadını da doya doya çıkarabilirsiniz. Kumsal sevenler için incecik kumları ile ünlü, plaj seçenekleri sunarken, dalmayı sevenler içinde harika adresler var. Bunların başında ise Blue Grotto(Mavi Mağara)geliyor. Dünyada ender görülen falezler ile oluşan deniz mağaralarını kayıkla gezebilir ve burada keyifli bir dalış deneyimi yaşayabilirsiniz. Ancak çevresi Akdeniz’in masmavi sularıyla çevrili olan bu adalar ülkesinde dalış yapmak isteyenler için Blue Grotto dışında da pek çok farklı isimde var…
Su altı tutkunlarının yanı sıra deniz, kum ve güneşin tadına varmak isteyenler için de sahil önerilerimiz olacak. Öncelikle Blue Logon’dan bahsedelim. Bir diğer ismi ‘Mavi Göl’ olan sahil, sahip olduğu turkuaz rengi denizi ile isminin hakkını vererek Malta’nın en iyi plajlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Paradise Bay’ daMalta’nın meşhur plajlarından bir diğeri. Türkçesi ‘Cennet Koyu’ anlamına gelen Paradise Bay, küçük bir kumsala sahip olsa da oldukça beğenilen plajlardan biri. Özellikle gençlerin tercih ettiği ve şnorkelle dalış yapmanızın da mümkün olduğu plajda gün batımını da izlemeyi unutmayın.
Saymakla bitiremeyeceğimiz plaj isimlerine; Golden Bay, Ramla Bay, Mellıeha ve GhajnTuffıehay plajlarını da ekleyebiliriz. Bunlar içinde özellikle Ramla Bay bir diğer ismi ile ‘Ramla l- Hamra’ plajı sahip olduğu bazı özellikler ile dikkat çekerek diğerlerinden ayrılıyor. Kırmızı kumsalı ile ünlü olan Ramla Bay, Calypsoismini taşıyan mağarasıyla da ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmeyi başarıyor. Kırmızı kumsala sahip bu sahilde denizin keyfini yaşamadan dönmeyin…
Tarihi Keşfe Çıkın
Adalar ülkesi olan Malta, konumundan dolayı plajları ile ünlü olmakla kalmıyor, tarihi zenginlikleriyle de adından sıkça söz ettiriyor. ‘Şövalyeler Ülkesi’ olarak anılan Malta’da tarihe ilgi duyanların dikkatini çekecek pek çok miras var. Kiliseleri, mimarisi ile geçmişi yaşatan binaları, kaleleri ve dahası sizleri bekliyor olacak. Ancak özellikle son dönemde oldukça popülerliği artan Mdina liste başında yer alıyor. Sessiz Şehir olarak anılan Mdina, gerçekten sahip olduğu sakinlik ile isminin hakkını veriyor. Malta’nın eski başkenti olan bu şehir, Rabat kasabası ile çevrelenmiş bölgede yer alıyor. Araç girişinin yasak olduğu Mdina, Fenikeliler tarafından etrafı surlarla çevrilerek inşa edilmiştir. Tamamen korunarak bugünlere kadar gelmeyi başarmış bu sessiz şehrin dar sokakları arasında dolaşmak, size tarihte yolculuk yapıyormuşsunuz hissi verecek. Mdina’nın tek özelliği bununla sınırlı değil. Dünya çapında izlenme rekoru kıran ‘Game Of Thrones’ dizisinin ses getirmiş pek çok sahnesi de Sessiz Şehir Mdina’da çekildi. Özellikle oldukça heybetli görünüme sahip ve görkemli olan, şehre giriş kapısında çekilen sahne dizinin unutulmayanları arasına girmiştir. Malta’ya kadar gittikten sonra muhakkak yapılması gerekenler listesinde Mdina olmazsa olmazlardan. Tabii pek çok medeniyete ev sahipliği yapan şövalyeler adasının tarihi ünü Mdina ile sınırlı değil.
Malta’da yer alan bir diğer tarihi miras ise Gozo adasında bulunuyor. Mdina’nın yer aldığı Rabat kasabasından bahsetmiştik. Zaten Gozo adasından bahsedildiğinde karşımıza hemen hemen hep Rabat çıkacak. Citadel Kalesi de Rabat’ta yer alan ve şehrin her yerinden görülebilen bir kale…Bir diğer deyişle Şehir Kalesi olarak söz edilen yapı, Neolitik zamanlardan kalmış ve döneminde sığınak amacıyla kullanılmıştır.
Upper Barrakka Gardens tarih tutkunlarının ziyaret etmesi gereken adreslerden bir diğerini oluşturuyor. Malta’nın şu anki başkenti olan Valletta şehrinde yer alan UpperBarrakkaGardens, zamanında şövalyelerin yardımı ile inşa edilmiş, kalelerin üzerinde yer alan halka açık bir bahçe… Etrafı surlarla çevrili ve üst katında topların olduğu bu alan, tarihi değeriyle birlikte ziyaretçilere panoramik bir Akdeniz manzarası da sunuyor.
Arkeoloji tutkunlarının ilgisini çekecek olan Ulusal Arkeoloji Müzesi, Malta’nın en önemli ve kapsamlı müzesi. Başkent Valletta’nın Republic caddesinde bulunan müze, 1571 yılında inşa edilmiştir. Müzede neolitik döneme ve Fenike dönemine ait eserler bulunmasıyla birlikte bunlar; heykeller, mücevherler, savaş araç gereçleri vd. olarak detaylandırılabilir. Gezi sırasında arkeoloji ve tarih meraklılarının listesinde yer alması gereken isimlerden biri de bu kapsamlı müze olmalı…
Lascaris Savaş Odaları’ da yine ülkenin başkentinde yer alan önem taşıyan tarihi yapılardan biri. Adanın savunması amacıyla yer altında inşa edilen bu alan,karargah olarak kullanılmıştır. İçinde tüneller ve kompleks odaların bulunduğu Lascaris Savaş Odaları, savaş dönemine ait pek çok eserin sergilendiği bir müze olarak halka açık durumda ve siz ziyaretçilerini bekliyor.
Malta’nın sahip olduğu arkeolojik zenginliklere göz atmaya devam edince, karşımıza köklü bir tarihe sahip olan tapınaklar çıkıyor. M.Ö. 3150 yıllarında yapıldığı tahmin edilen Tarxien Tapınakları isminden deanlaşılacağı gibi Tarxien’de yer alıyor. Arkeolojik açıdan oldukça önem taşıyan tapınaklar, 1992 senesinde UNESCO Dünya Mirası Sitesi olarak ilan edilmiştir. Malta Devleti’nde bahsedeceğimiz diğer tapınaklar ise; Hagar Qim ve Mnajdra Tapınakları olacak. Birbirine yakın olan megalitik yapıya sahip bu iki tapınak, kireç taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Tarxien’ de olduğu gibi HagarQim ve Mnajdra Tapınakları da 1992 senesinde UNESCO tarafından koruma altına alınmış ve ziyaretçilere açık durumdadır. Son olarak bahsedeceğimiz isim ise bir yeraltı tapınağı… Hypogeum (Hal-Saflieni) M.Ö. 3300-3000 yılları arasında inşa edilen yapı, Malta’ nın‘Paola’ şehrinde yer alıyor. Kelime anlamı ‘yer altı tapınağı’ olan Hypogeum, Malta’da muhakkak görülmesi gereken yerlerden biri…
Sırada mimarisiyle göz dolduran kiliseler var. İlk olarak Valetta şehrinde yer alan Aziz John Katedrali’nden bahsedeceğiz. Bu katedral, mimar GerolamoCassar tarafından tasarlanmış olup, inşası 1577’ de tamamlanmıştır. Tatil yaparken sanat ve kültürel aktiviteleri önemseyenler, burayı görmeden Malta’yı gezdik dememeliler. Malta’da, şövalyelerin koruyucusu olarak anılan Aziz John’ a adanan bu katedral, diğer kiliselerden daha ön planda yer alıyor. Ülkede fazlasıyla kilise bulunmasına rağmen Aziz John Katedrali’nin şehrin simgesi haline gelmiş olma sebebi ise sahip olduğu Barok sanatı ve duvarlarında yer alan resimler… Söz edeceğimiz bir diğer önemli kilise ise Meryam Ana’ ya adanmış Mosta Rotunda Kilisesi’ dir. Katolik cemaatin kilisesi olan Mosta Rotunda, dünyadaki üçüncü büyük desteksiz kubbeye sahip olma özelliği ile bilinmektedir.
Yine bir tarihi miras ve yine başkent Valletta… Büyük Üstatlar Sarayı, şehrin kurucusu olan ve şehre ismini veren Jean Parisot Valletta’nın sarayı olarak inşa edilmiştir. Döneminde saray olarak şatafatlı şekilde tasarlanmış saray binası bugün ‘Malta Cumhurbaşkanlığı’ binası olarak kullanılmaktadır. Yapı, sahip olduğu tarihsel değer ve oldukça etkileyici mimarisi nedeniyle turistler tarafından oldukça ilgi görmektedir.
Kültürel Aktiviteler ile Malta’yı Yakından Tanıyın
Malta tatilcilere pek çok seçenek sunan bir ülke olma özelliğine sahip. Dinlenmek isteyenler için sakin plajları, tarih tutkunları içinse müzeleri, anıtları, kiliseleri ile pek çok kişiye hitap ediyor. Tüm bu saydıklarımızdan fazlası da yok değil… Eğlenceli ve kültürel aktiviteler tercih edenleriçinde Malta’nın size sunacakları oldukça ilgi çekici… Meşhur Temel Reis Köyü ile başlayalım o halde. Sevimli köyün orijinal ismi ‘PopeyeVillage’ ve bu alan aslında müzikal bir filmin seti olarak tasarlanmış. Robin Williams’ın başrolde yer aldığı filmin çekimleri bittikten sonra Malta halkı bu sete sahip çıkmış. Köy olduğu gibi korunarak halka açık hale getirilmiştir. Girişlerin ücretli olduğu Temel Reis Köyü’nde gezebilir, fotoğraf çekebilir, yemek yiyebilir hatta denize bile girebilirsiniz. Masalsı bir tada sahip bu köyü ziyaret etmeden Malta’dan dönmeyin deriz.
Marsaxlokk isimli balıkçı kasabasına geldik işte… Bu kasaba Malta adasının en renkli bölgelerinden biri. Bunun sebebi ise Luzzu ismini taşıyan rengarenk, küçük kayıkları. Bu kayıklar cıvıl cıvıl olmakla kalmıyor üstlerinde çizilmiş göz resimleriyle de dikkat çekiyor. Halkın nazardan korunmak amacıyla kayıkların üstüne çizdikleri mavi göz desenleriyle Luzzu isimli kayıkları özel kılan bir diğer unsur. Ayrıca kasaba, pazar günleri kurulan balık pazarı ile de oldukça meşhur. Kartpostal tadında olan kasabayı ziyaret etmek, fotoğraf çekmek ve taze balıkları tatmak için Marsaxlokk’u muhakkak ziyaret etmelisiniz.
Malta bu özelliği ile çok konuşulmasa da aslında kendisi resmen bir festivaller ülkesi. Hatta öyle ki nerdeyse her şehrin kendine özgü bir festivali bulunuyor. Bu festivallerin kendine ait bir genel ismi de var. Festa ismi verilen ve ülke genelinde düzenlenen festivaller, ilkbaharda başlayarak sonbahara kadar devam ediyor. Sanat, tarih içerikli festivallerle birlikte, bira festivali, havai fişek festivali gibi pek çok çeşitli etkinlik eğlence severle buluşuyor. Eğer sizin için tatil eşittir eğlence demek ise doğru adres Malta olabilir.
Malta kültürünü en iyi yansıtan alanlar her şehir ve ülkede olduğu gibi elbette ara sokaklar ve caddeler. Ülkenin kendine özgü, klasik mimarisini en iyi görebileceğiniz adresler başkent olan Valletta’da yer alıyor. Özellikle OldBakery Street ve Lucia Sokağı başta geliyor. Ayrıca bahsettiğimiz bu sokakların çevresinde yer alan diğer sokak ve caddeler de tam anlamıyla Malta’nın kültürünü yansıtıyor. Sevimli bir mimariye sahip olan binaların arasında dolaşabilir, alışveriş yapabilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.
Konu kültür ise bir ülkeyi, medeniyeti, topluluğu tanımak için mutfaklarına bakmak olmazsa olmazdır. Malta dendiğinde ise akla ilk olarak Akdeniz mutfağı gelir. O sebeple salata ve zeytinyağlılar haliyle liste başında yer alıyor. Zeytinyağı demişken özellikle zeytinyağlı ekmek, muhakkak denenmesi gereken Malta lezzetlerinden biridir. Ancak adalar ülkesinden bahsettiğimiz için deniz mahsullerinin de bu mutfakta ne denli önem taşıdığını tahmin edersiniz. Özellikle ünlü balıkçı kasabası Marsaxlokk bunun için ideal bir adres. Ancak Malta’ya ait özel lezzetlerin ismini saymamız gerekirse; kinnie, gbejniet, timpana, pastizzi Malta kültürünü yakından tanımanız için mutlaka tatmanız gereken lezzetlerin başında geliyor.
Spor Tutkunları için Seçenekler
Kültür, sanat, deniz, kum, güneş, eğlence demişken sıra geldi sporseverlerin oldukça ilgisini çekecek bölüme. Akdeniz’in ota yerinde yer alan bir ülkeden bahsediyorken elbette su sporları ile başlamak gerekiyor. Turkuaz rengi ile ünlü Blue Grotto’ da dalış yapmanın ne kadar müthiş bir deneyim olacağından bahsetmiştik ancak dalgıçlar için Malta adeta bir cennet ve saymakla bitmeyecek kadar plajı, koyu, sahili var. Sahip olduğu iklim ile pek çok su sporuna elverişli olan ülkede özellikle Malta ve Gozo adalarında bulunan plajlarda, jet ski, sörf ve çok daha fazla su sporunu yapabilmeniz mümkün. Ayrıca yatçılık ve yelkencilik içinde uygun olan Malta’da, Ekim ayında düzenlenen ‘RolexMiddleSea’ yarışlarını izlemenizi öneririz.
Ekstrem sporlar arasında yer alan Zipline son yıllarda gençler arasında oldukça popüler. Özellikle doğal güzelliği ile ünlü alanlarda yapılan zipline, yüksek bir alandan alçak bir alana halat yardımıyla inerek gerçekleştirilen bir spor dalı. Hem doğanın güzelliğini seyrederken hem de heyecan dolu bir deneyim yaşayabileceğiniz Zipline’ı Malta’da gerçekleştirmeniz mümkün olacaktır.
Engebeli alanlarda bisiklet sürmeyi seven, macera tutkunları için de Malta seyahati oldukça mutlu edici olacak. Malta’nın müthiş manzarası eşliğinde dağ bisikleti ile dolaşmak isteyenler için yapılmış bisiklet yolları bu sporu daha da keyifli hale getirecek.
At çiftliği, at binme sporu tutkunlarının uğraması gereken adreslerden bir diğeri. At binmeyi sevenlerin tercih edebileceği gibi bunu deneyimlememiş ama öğrenmek isteyenler içinde profesyonel hocalar bulunuyor. Tatilinizi yeni deneyimlere zenginleştirmek istiyorsanız bu adreslere muhakkak uğramalısınız.
Malta’nın Renkli Gece Hayatı ile Eğlenceye Doyun
Malta turizmine katkı sağlayan bir diğer konu ise buranın sahip olduğu renkli ve eğlenceli gece hayatı. Malta’nın ünlü sokaklarında sağlı, sollu pek çok gece kulübü görmeniz mümkün. Ayrıca ülkenin gece hayatı söz konusu ise değinilmesi gereken bir diğer nokta da Malta’nın eğlence mekanlarına giriş sırasında herhangi bir ücret ödenmemesi ve damsız girişlerin serbest olması konusudur.
Gece hayatı için pek çok seçenek olsa da bunlar içinde en önemli isim Paceville’dir. Eğer eğlence odaklı bir tatil düşlüyorsanız sıralamanın başında Paceville’nin barlar sokağı gelir. St. Julians şehrinde yer alan bu bölgede barlar sokağının yanı sıra restoranlar ve çeşitli gece kulüpleri de bulunmaktadır.
Daha sakin bir gece hayatı tercih edenler için ise Valletta’da bulunan şarap barları tercih edilebilir. Oldukça şık ve sakin olan bu mekanlar size keyifli saatler yaşatabilir.